Ahlak konusunda en çok merak edilenler

Ahlak konusunda en çok merak edilenler

Buna göre, Müslüman, kimseye zarar vermemenin, başkalarından da zarar görmemenin tedbirini almalı ve toplumun huzurunu bozucu davranışlardan sakınmalıdır. Bu şekildeki bir davranış, Müslümanların haklarına saygı göstermenin, fitne ve fesada vesile olmamanın gereğidir. (Buadam, bu hastalıktan ölür demek küfürdür) deniyor. Böyle söylemek, gaybdanhaber vermek değildir, bir tahmindir. Tembel bir öğrenci için, (Bu çocuk, sınıftakalır) demek bir tahmPinUpbet güncel adres!5@PinUpbethttps://PinUpcasino-tr.com/;PinUpbet, küfür değildir. Sarhoş şoföre, (Bu şoför bir yereçarpar) demek de bir tahmindir, küfür değildir. (Bugün İstanbul’a kar yağacak)demek de bir tahmindir.

Hâşâ Peygamber efendimize Allah denmiyor. Resulullah’ın, Cebrail aleyhisselamdan üstünolduğu anlatılıyor. Hiç öyle bir rivayet olmasa bile, küfürle ne ilgisi var ki? O hoca, (Kur’an Allah kelamı değil) mi diyor? Demediği şeyleri ona yakıştırmak iftira olur. Vahyin önce Peygamberimize, sonra Cebrail aleyhisselama,sonra da tekrar Resulullah’a gelmesi,akla da, dine de aykırı değildir. Böyle bir şey gerçekten vardır veya yoktur.Bir rivayete dayanarak vardır denmesi küfür olmaz. Allahüteâlâ, vahyi dilediği gibi gönderir.

Hissî tarafları yok olmuş yaşlılar hakkında ise mahzur daha az nisbette variddir. Hatta iki yaşlı kadın ve erkeğin (hislerinin yokluğu halinde) tokalaşmalarında beis olmayacağı ifade edilmiştir. Bu sebeble, yaşlı kadınların elleri öpülebilir. Yaşlılıkları, yâni hissi bakımdan ölmüş oluşları, böyle bir ruhsata sebeb olur. Özellikle misafir varken, onunla sohbet ederek yemek yemek daha güzel olur. Ancak konuşmanın, yenilen ve içilen şeyleri yuttuktan sonra, ağızda bir şey yokken yapılması, yemek adabındandır. İşte bu durumda, insanın, kendisine zor gelse bile, iyi olanı, faydalı olanı seçmesi, sabır ve tahammülle onu yerine getirmeye çalışması çok güzel bir davranıştır. Eşlerden birinin zina etmesi boşanma nedenidir. Bu sebepten dolayı karısını boşayan bir erkek günahkar olmaz. Ancak bu konu sizin karar vereceğiniz bir durumdur. Eşinizin yaptığına yürekten pişman olup olmadığını, samimi olup olmadığını, bu hatanın tekrarlanma olasılığını ve çocuklarınızın durumunu göz önünde bulundurarak, çevrenizdeki ilim sahibi ve tecrübeli kişilerle istişare ederek karar verebilirsiniz. Ancak bu konunun da fitne tehlikesi ve İslamî edeple sınırlı olduğunu unutmamak gerekir.

Günümüz İslam coğrafyasının pek çok yerinde kadının, İslam’ın öngördüğü yüksek seviyenin altında olmasının temel nedeni, dinlerinden uzaklaşmaları, cahiliye bataklıklarında bocalamaları ve İslam dışı unsurların peşine takılmalarıdır. Eğer Müslümanlar, fikri ve manevi kaynaklarına dönüp, kana kana o kaynaktan içebilseler ve kendilerine asalet ve üstünlük kazandıran hikmetle azıklanabilselerdi, bugünkünden çok daha farklı bir durumda olacaklardı. Konuya bu açıdan bakınca, sorunun cevabının bir kitap hacminde olması gerektiği açıktır. Bir erkeğin yabancı bir kadınla tokalaşması ânında cinsî hislerin ayaklanması halinde, aralarında haramlık bahismevzu olur, sıhriyet akrabalığı meydana gelebilir. Bu bakımdan kadın-erkek münasebetlerinde çok titiz olmak gerekir. Zira böyle lüzumsuz bir tokalaşma yahut el öpme anlarında doğabilecek hissî heyecan, karşı cinse duyulabilecek süflî duygu, haramlığa sebeb olabilir, bu kadının kızı bu kimseye haram hale gelebilir. Böyle şüpheli halden uzak kalmak ise en sıhhatli bir tedbirdir. Mümkün olduğu kadarıyla uzak kalmaya gayret edilmeli, süflî bir his doğduydu, doğmadıydı gibi vesveseye mahal vermemelidir. İmam Gazalî, yemek esnasında -sessizce durmayıp- konuşmanın uygun olduğunu, sofranın bir nevi edebi olarak zikretmiştir.(bk. İhyau’l-ulum, 1/7).

  • Yusuf (a.s.)’un, kardeşleri tarafından kuyuya atılması olayının(2) asıl sebebini kardeşler arasında doğan hased duygusunun teşkîl etmesi gerçekten düşündürücüdür.
  • İşte haram işleyenlerin sayısının artmaması için bu tür kimselerin türemesine meydan vermemek lâzımdır.
  • Bütün kâinat hayat için olduğu halde, hayat ancak bunlar için feda edilir.
  • Bu yasakların en büyüğü elbette şirktir,küfürdür.

Malının zekâtını ve sadakasını vermeyen kişi cimridir. En büyük bir perişanlık hâlinde bile Allah’a karşı kalbini bozup bozmaması bir müminin önemli imtihanlarından biridir. Bütün bunlar İslam’ın şahitlik gibi adaletin tecellisine sebep olacak bir meseleye verdiği ehemmiyeti gösterir. Kur’an’daki gizli sırları anlayan, fakat hayatına tatbik etmeyen bir insan düşünelim. Kâinat kitabını Allah namına okumayan ve ondan bu yönüyle faydalanmayan kimselerin hâli de berikilerden farklı değil… Bunun sebebi, çünkü namaza itaat, onun sınırlarını gözeterek hakkıyla kılmaktır. Onun sınırında ise açık ve gizli bütün kötülüklerden men ve alıkoyma vardır.

Güzel ahlak ise dinin fert, toplum ve çevreye yönelik meyvelerini oluşturur. İkinci hadis, avret mahallinin tamamıyla veya bir kısmı açılacak şekilde, sırt üstü uzanarak bacak bacak üstüne koymayı yasaklamaktadır. Önceki ve bizzat Efendimiz (asm)’in davranış tarzını gösteren hadis ise, açılıp saçılmaya meydan vermeyecek tarzda câiz olan şekli göstermektedir. Bunun için düşünüp taşınmasına, “Acaba ben var mıyım, yok muyum? ” diye bir soru ortaya atmasına ve sonunda “Madem ki düşünüyorum, öyle ise varım.” gibi deliller getirmesine ihtiyaç yoktur. İnsan, kendi varlığı gibi, kendi sıfatlarını da yine vicdanen bilir. Hayatta olduğunu, ilmi, iradesi olduğunu, görmeye, işitmeye sahip olduğunu hep vicdanen bilir. Aslında her canlının en şerefli yeri yüzüdür. Bu sebepledir ki, yalnız insanların değil, hayvanların yüzüne vurmayı yasaklayan rivayetler de vardır. Bu mahzur, bilhassa genç kadın ve erkekler için daha büyük çapta variddir.

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *